Tatlı Nerede Ben Orada! Diyenlere…

Türk tatlıcılığı, yüzyıllardır Batı’nın, konuya ilgi duyan tüm meraklıların gözlerini kamaştırmıştır. Dünya mutfaklarının seçkin eserlerinde Anadolu’dan tatlıcılık tarihinin dönüm noktası olarak bahsedildiğine sıkça rastlanır. Türk tatlıcılığının doğu ve batı lezzet kültürlerinin özgül bir harmanlanışının ürünü olduğu ve tatlı bir döngü içinde yeniden bu kültürleri etkilediği bilinmektedir.


Mado; insanlığı yeni tatlılarla tanıştıran lezzet tutkusunun, Türk tatlıcılık geleneğinin doğal mirasçısıdır. Tatlı düşkünlerini baştan çıkaracak geleneksel Türk Tatlılarına gelin birlikte bir yolculuk yapalım.


Burma Kadayıf:


Kadayıf, sofralarımızda en sevilen lezzetler arasında yer alan, önemli bir tatlı. Kadayıfın, hem çıtır bir kıvama kavuştuğu hem de fıstığın eşsiz lezzetini içerdiği fıstıklı burma kadayıf ise, birçok kişinin favori tatlısı.


Cevizli Baklava:


Baklava Türk, Orta Doğu, Balkan ve Güney Asya mutfaklarında yer etmiş önemli bir hamur tatlısıdır. Türkiye’de tatlı kültürünün en çok öne çıkan seçeneklerinden olan baklavanın her bir türü, apayrı bir lezzet sunuyor. İnce yufkaların arasına yöreye göre ceviz, antep fıstığı, badem veya fındık konarak yapılır.

Güllaç:


Geleneksel Türk tatlılarından güllaç her yıl özellikle Ramazan aylarının vazgeçilmez tatlıları arasında yer alıyor. Güllaç, mideyi yormayan ve hafif bir tatlı olması nedeniyle yoğun ilgi görüyor. Bu geleneksel sütlü Türk tatlısının yapımında mısır nişastası yufkası, gül suyu, süt ve şeker kullanılıyor. Özellikle Ramazan ayında gül suyunun serinletici aroması tercih edilmesinde önemli rol oynuyor.


Fıstıklı Dolama:


Fıstık severlerin favorisi, Fıstıklı Dürüm ve Fıstıklı sarma diye de bilinen bol fıstıklı bir lezzet; Fıstıklı Dolama. Dürüm şeklinde sarılır. Arasına bol miktarda iri fıstık konulur.


Şekerpare:


Geleneksel mutfağımızın en özel tatlarından şekerpare Türk tatlılarının olmazsa olmazlarındandır. Un, yağ, pudra şekeri, yumurta ve limon kabuğu rendesi karıştırılarak oluşturulan hamuru, fırında pişirilerek üzerine soğuk şerbet dökülerek hazırlanmaktadır.


Künefe:


Kökeninin Suriye ve Lübnan’a dayandığı söylenen künefenin Türkiye’deki anavatanı Güneydoğu yöresi özellikle de Hatay’dır. Künefenin birden fazla çeşidi olmasına rağmen genel yapılış yöntemi aynıdır. İki katman kadayıf arasına tuzsuz bir cins peynir koyularak hafifçe pişirilir ve üzerine çok koyulaşmamış şeker şurubu ve fıstığı eklenip sıcak olarak servis yapılır.